Zengin Kız Fakir Oğlan
18 Mayıs 2013 01:00
Muhteşem Gatsby, Hollywood işi pahalı makyajı silerseniz, bizim klasik "Zengin Kız, Fakir Oğlan" filmlerine benziyor.
Fakir
oğlanın sevdiği kıza layık olabilmek için zirveyi hedeflemesi ve hem
zenginliği hem de saygınlığı kazanma çabası "aşk"ın derinliğinden ve
anlamından elbette çok uzak.
142 dakikalık film, masalsı bir
atmosfere ve üç boyut desteğine yaslanmasa uzunluğundan dolayı çok ağır
eleştirilere maruz kalırdı/ muhtemelen da kalacak.
Abartılı
gizemlerin basit sonuçlara ulaşması, bu arada ciddi mantık boşlukları
doğurması, yine yönetmenin oluşturduğu atmosfer sayesinde çok da
sırıtmıyor.
1922 yılının Amerika'sında, ahlaki değerlerin çöktüğü,
borsanın ve zenginliğe tapınmanın tavan yaptığı bir havada imkansız gibi
görünen aşk bir türlü kavramın yüksek manevi çıtasına ulaşamıyor.
Hatta kötü sonun seyircinin içinde bir hüzün bırakmaması, bu aşk mutlu sonu zaten hak etmiyordu dedirtiyor adeta.
Oyunculuklar
ve filmin içinde fakat filmden bağımsız gibi duran kimi bölümler
saygıyı hak ediyor. Ancak bütüne baktığımızda, "Muhteşem Gatsby",
muhteşem bir ambalaja sahip bir keçi boynuzu gibi...
Ünlü yönetmen
Bertolucci'nin "Ben ve Sen"i haftanın ilgi çekici bir diğer filmi. Ünlü
yönetmenin adı anıldığında hemen akla o tantanalı "Son İmparator"
geliyor fakat "Ben ve Sen" küçücük bir bodrumda geçen ve iki kardeşin
hikayesini anlatan bir film.
On dört yaşında, isyankar bir delikanlı,
kayak tatiline gitmek yerine apartmanın bodrum katına gizleniyor.
Derken baba bir anne ayrı kız kardeşi çıkıp geliyor. Kız kardeş
uyuşturucudan kurtulmaya çalışan, problemli ve dengesiz bir karakterdir.
Çatışmayla başlayan ilişkileri, birbirlerine anlama ve birbirlerine
destek olma biçiminde gelişiyor.
İki genç insanın hayata bakışı ve hayata tutunma çabası, modernizm ve aile kavramına çarpıcı bir eleştiri getiriyor.
Gatsby
ne kadar geniş ve kocaman bir dünyada sığ hayatları sunuyorsa, Ben ve
Sen de tam tersine daracık bir mekanda hayatın derinliğini arama
çabasında...
İyi seyirler.