Yeniden merhaba

İki haftalık ayrılıktan sonra yeniden merhaba. Gazeteye ilk köşe yazımı yazdığımda kızım üç aylık bir bebekti. Şimdi yedi yaşında ve o ilk günden itibaren ben hiç ara vermemiştim yazmaya. Böylesi saplantılı bir sorumluluk duygusunun hoş olmadığını anlamam için otuz yaşımı aşmam gerekiyordu demek ki. Hayatta hiçbir duyguya bu şekilde yapışmamak gerek. Hata yapmayayım, boşluk bırakmayayım derken insan kendisinden geçiyor. Arada sırada durmasını, nefes almasını bilmek lazım. İşte ben bu sefer bunu başardım. Ve itiraf ediyorum çok iyi geldi. Her sabah elimi yüzümü yıkadıktan sonra illa ki bilgisayarın başına oturmayabileceğimi anladım. İşkence haline gelmiş olan yazma eyleminin aslında sevdam olduğunu hatırladım. Malum, baklava börek olsa her gün yenmez. Yazmak elbette aşktır. Ama aşkınızı yıllar boyunca her gün görseniz sıkılırsınız. Evliliklerin karşı karşıya olduğu tehlike de aynı. Bazen uzaklaşmak, özlemek şart. İşte anahtar kelime bu; özlemek! Sonuçta dinlendim ve özledim. Hem sizi hem de yazmayı. Tatilde olduğum günlerde aklıma yazacak yüzlerce konu geldi. Şu anda hiçbirisini hatırlamıyorum. Yeni filmler vizyona girdi, çıktı. Yeni kitaplar yazıldı, basıldı. Programlar yapıldı, başbakan hastalandı, hanımı eleştirildi... Alt alta koyduğunuz zaman üzerinde durulabilecek onlarca konu. Ama hiçbirisi hayattan zevk almak kadar önemli değil. Pencereden dışarıya baktığınızda ağaçların yemyeşil olduklarını görebiliyorsanız, bu size keyif veriyorsa, giyinip şöyle bir dışarıya çıktığınızda içinizden bir şarkı mırıldanıyorsanız, trafikte bir sorun yaşadığınızda gülüp geçebiliyorsanız işte o zaman mutlusunuz demektir. Hayatı severseniz o da sizi sever. Aşıksanız harika! Geçici de olsa bugünlerin hakkını vermenize yardımcı olur. Aşkın yan etkilerini azaltmanın bir yolu, belki fazla ciddiye almamaktır. Hemen itiraz etmeden önce şöyle bir düşünün bu önerimi. Candan Erçetin'in yeni albümünü dinleyin. Çok iyi bir şarkıcı oldu Candan. Üstelik hayatla ilgili benim gibi düşünüyor. Şarkılarını dinlediğimde kendim yazmışım gibi geliyor. Öldürücü hastalıklara yakalanıldığında bile fazla ciddiye almayıp moralinizi bozmazsanız yaşama süreniz uzayabiliyor. Demek ki aynı formül, öldürmese de süründüren aşk için de uygulanabilir. Demedi demeyin. Hayat güzel. Yaz güzel Yazmak güzel.