Bulaşık makinesi

A -
A +

Sizin hiç haftada üç kere bozulan bir bulaşık makineniz oldu mu? Benim var. Zoru nedir anlayamadım gitti. Bütün yakın akrabalarımdan daha sık görüşmekte olduğum tamirci, bunun makinenin kalitesinden kaynaklandığını iddia ediyor. Makine o kadar kaliteliymiş ki tamamen bozulacağına azıcık bozulup bizi büyük masraftan kurtarıyormuş. Küçük bozulmaların tamiri için harcadığım paraları biriktirseydim firmanın hisse senetlerinin önemli bir bölümüne sahip olurdum herhalde. Ama bizim tamirci hayatından memnun. Biraz önce giderken 'Görüşürüz abla' dedi. En kısa sürede görüşeceğimizi o da ben de biliyoruz tabii. Bu arada kimseye göstermediğim sabrı bulaşık makineme gösterdiğimi itiraf etmeliyim. Normalde çoktan değiştirirdim ama ne hikmetse buna kıyamıyorum. Zaten yeni. Alalı iki sene bile olmadı. Şimdi bu satırları okuyanlar beni hesabını bilen, ev ekonomisinden anlayan bir tip sanacaklar. Keşke olsaydım ama ne yazık ki değilim. Bu makineyle aramda duygusal bir şeyler var. Bütün huysuzluğuna rağmen atamıyorum işte, ne yapayım. Hayat böyledir zaten. Sizin de başınıza gelmiştir mutlaka. Bazı insanlar vardır, sürekli yoran, üzen, aklınızı meşgul eden. Kızgınlığınızdan morarırsınız ama vazgeçemezsiniz onlardan. Her defasında 'Bu son. Ona bu kadar yüz vermeyeceğim artık' dersiniz, sonra bir de bakarsınız ki can ciğer kuzu sarması oturuyorsunuz. İnsanlarda kendisine kötü davrananlara karşı bir ilgi hep olmuştur. Kendisine kötü davranan müdürü bir gün güleryüz gösterse mest olacak çok memur gördüm şimdiye kadar. Ya da sevgilisi tarafından hor görülen, buna rağmen eteğinden ayrılmayan erkekler çoktur. Yine de bu konudaki rekor kadın milletine ait olmalı. En göze batan özelliği evdeki huysuz tutumları olan kocalarına aşkla bağlı öyle çok kadın var ki. Hatta içlerinde işi ilerletip dayağa ses çıkartmayanlar da bulunuyor. 'O benim kocam, döver de sever de' gibi acayip, spastik bir görüşe sahip bu insanların tutumları ancak acı çekmekten hoşlanmalarıyla açıklanabilir. Benim acı çekme sınırım ancak bulaşık makinemin yaptıklarıyla sınırlı. O bozulacak, ben tamir ettireceğim. İkimizden birisi pes edene kadar böyle sürüp gidecek. Ne zaman birbirimize sonsuza dek veda ederiz, orasını bilemiyorum. Haftanın ikinci günü kim bilir ne dertleriniz varken sizi bunlarla yordum. Ne yapalım hayatın gerçekleri böyle. Aşk hakkında yazmak iyi de kaprisli makinem hakkında yazmak mı kötü? Bu arada aşka ne kadar ihtiyaç duyan bir millet olduğumuzu X ve Y sayesinde anladım. Onlar mı? Hiç sormayın daha iyi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.