Güne bakış

A -
A +

Söylenecek bütün sözlerin tükendiği bir nokta vardır. O noktada artık sessiz kalırsınız çünkü başka çareniz yoktur. Benim o noktada tur attığım çok olmuştur. Sanmayın ki işim Türkçe konuşmak ve yazmak olduğu için insanlarla çok rahat anlaşıyorum. Gözlerin anlamına inanırım. Onlar kendi dillerinde de olsa konuşurlar. Aslında dilden çok daha az yalana başvururlar. Mesela 'Seni seviyorum'u önce gözler söyler. Bu değişmez kuraldır. Tabii ortada gerçek bir sevgi varsa. Bazen de aksi olur. Bazen diliniz itiraf edemez sevginizi, yükü gözlere yükler. İşte bu biraz daha zor bir durumdur. Bu yine neler saçmalıyor diye düşünmeyin. Aslında yaptığım, sesli düşünmenin bir başka biçimi. Yazılı düşünme! Bir çeşit tembelliğin ortasında, sözleri boğazına düğümlenmiş vaziyette oturuyorum. Güleyim mi ağlayayım mı bilemediğim için hiçbir şey yapmıyorum. Baharın serin havası ruhuma uyum da sağlıyor üstelik. Bu ruh durumundayken parlayan güneşe, sevinç çığlıkları atan çocuklara ne tepki verirdim bilmiyorum. Bunun derdi nedir diyeceksiniz. Kim bilir? Dertsiz insan var mı? Şu anki değil ama genel sorunum insanlara meselemi anlatamamak. Çabuk anlamak, geç anlaşılmak ya da daha kötüsü hiç anlaşılamamak. Bundan daha keskin bir bıçak sırtı bulamazsınız. Birazdan dışarıya çıkmayı ve insanları izlemeyi planlıyorum. Hiç tanımadığım kişilerin hikayelerini uydurmak bu gibi hallerde başvurduğum yoldur. Acaba ne iş yapar, başarılı mıdır, evli midir, eşini seviyor mudur gibi sorular sorarım ve kendimce tahmin ettiğim cevapları veririm. Bu bir çeşit oyun. Ama insanı oyalayan sonrasında kendi problemlerine farklı açılardan bakmasını sağlayan hoş bir oyun. Belki beni biraz oyalar. Beynimin uyuşmuş gibi olması beni korkutmuyor. Çünkü biliyorum ki en geç yarın geçecek ve ben eski halime döneceğim. Herkesten cesur olmasını bekleyemezsiniz. Sizin öngördüğünüz gibi davranmalarını talep edemezsiniz karşınızdakinden. Her yiğidin yoğurt yiyişi hikayesinin tam ortasında durmak zorundasınız işte. Hafif bir fikir uçuşması geçirdiğimi kabul ediyorum. İdare edin bugünlük. Size hiç olmaz mı? Derin nefes alışlar, iç çekişler, yumruk sıkıp sabır dilenişler var hayatın özünde. Sabır! Başka çareniz olmadığı için çalmak zorunda olduğunuz kapının adresi. Belki sabrı bu kadar popüler kılan her şeyin geçiciliğidir. Şu anda hiçbir şekilde aklımı bir tek noktada toplayamıyorum. Gözümün önünde bazı vizyonlar, bazı renkler, bazı simalar var. İyisi mi sizi kendimden kurtarayım ve çantamı kaptığım gibi güne karışayım. Ne de olsa sürprizlere hâlâ inanıyorum. Gün yeni bir sürpriz hazırlamışsa bana reddetmek olmaz değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.