X ve Y'nin aşkı

Bahar geldi ya... Birkaç arkadaşım kalplerinin yeniden çarpmaya başladığını fark etti. Onların bu durumu benim hayatımı da renklendirdi çünkü ayıptır söylemesi halleriyle çok eğleniyorum. Lütfen acımasızlıkla suçlamayın beni. Kendi yetersizliğimin hıncını çıkartıyorumdur belki. Belki kıskançlıktandır halim. Kim bilir? Beni bırakın da bu kalbi çırpınanlara bakın biraz. Aşkın eli değince bir insana her şeyi nasıl da değiştiriveriyor. Yüzler gülmeye, gözler parlamaya başlıyor. Kulaklar çalması beklenen telefonda sürekli... Çalınca da inadına hemen açılmıyor. Çok meşgulmüş, aslında telefon beklemiyormuş süsü veriliyor hadiseye. Fakat heyecandan titreyen ses bütün gerçeği ortaya koyuyor. Fazladan şefkat sarıyor yaşlı gezegenimizi. En küçük hecelerden olmayacak anlamlar çıkartılıyor. Bir kelimeyle dünya aydınlanıyor ya da kararıyor. Aşk... Bir lütuf, bir hediye. Hayatı tahammül edilir kılan pembelik. Ben ona küseli çok oluyor. Barışmaya da niyetim yok doğrusu. Ama konuşmamam onu takdir etmediğim anlamına gelmez. İnsanların üzerindeki o müthiş gücü hayranlık uyandırıcı. En olmadık, en beklenmedik kişileri şekilden şekle sokabilen hakimiyeti inanılmaz. Davulun sesi misali onu da uzaktan izlemek en güvenlisi tabii. Şimdi gelelim arkadaşımın durumuna. Hemen belirteyim yazmak için iznimi aldım. Yalnız benden söz istedi. Kim olduğunu asla kimseye söylemeyeceğim. Deşifre olmasına yol açmayacağım. Şartlar bunlar. Bunun dışında aşk hallerini bütün netliğiyle yazabilirim. Yazacağım da! Cesaretine hayranım çünkü. Arkadaşım, isterseniz onu bundan böyle X olarak çağıralım, kısa bir süre önce hiç beklemediği bir yer ve zamanda birisiyle tanışıyor. Hemen hatırlatayım X bir bayan. Çekici, hoş bir insan. İlk tanışmada muhatabı, haydi ona da Y diyelim, dikkatini çekmiyor bile. Çünkü Y, olabilecek en sıradan insan. Her gün sokakta yüzlercesine rastladığınız herhangi birilerinden birisi. Bir tek gözleri güzel Y'nin. Lacivert gözleri var ve kocaman kirpikleri çevreliyor lacivert hazineyi. Bizim X gözleri görüyor görmesine de, dedim ya aklı orada değil o sırada. Zaten Y'nin de ömründe düşüneceği bir şey değil işinden gücünden başını kaldırıp kadınlara bakmak. Bunlar artık otuz beş yaşın üzerine çıkmış, hayatın para kazanma faslıyla içli dışlı olmuş orta yaşın ilk etabında ki insanlar ve bahar mahar vız geliyor. Gel zaman git zaman bütün sıradanlığına rağmen X'e ilgi göstermeyen Y'nin cüreti(!) arkadaşımın sinirlenmesine sebep oluyor. Çünkü X, kendisine ilgi gösterilmesine çok alışık. Burnunun ucunu göremeyen Y ise değil X'in, hayatın bile farkında değil. Macera böyle başlıyor. Ben şimdi her gün bu ilginç ikilinin birbirlerine neler yaptıklarını izliyor ve gülüyorum. Bir yandan da bu işin sonu nereye varacak diye merak ediyorum. Sırası geldikçe olayları size de anlatmayı planlıyorum. Ne dersiniz?